---------------
sahiplenişine yedi cihan imrenirken
yorgun dileklerin kabul töreninde sıra sana geldi
takatine sığdırmaya çalıştıkça taşan ıstırabın bitişi
göğsüme kocaman bir yara verdi
genlerimde onurun ve şerefin en yalın hali
senden kalan prospektüsün ana teması gibi
bazen yanımda olan arkadaşlar senle konuştuktan sonra bana:
"ne kalender bir baban varmış." derdi
kendimi bildim bileli nefesini daralttı bu dünya
senin dört çocuklu ev geçimin kolay değil
şimdi "yine bahane bulup da sisteme sövüyor" derler
ama biz yaşıyoruz pisliğini onlar değil
ben olsam toprağın yerinde şimdi
birazcık eliaçık olur yeşertirdim bütün dünya iklimini
çünkü bu kadar zenginliği hiçbir ilaç veremez
sonra, biz elimizle ektik ailemizin kimliğini
sorularım, köşelerim, kıyılarım, anılarım, hayallerim, sarılırım, yanıtlarım, çabalarım, yarınlarım, bakınırım, keşkelerim, yarınlarım
adam gibi geldi geçti aramızdan
asil bir misafir kalktı korkusuzca masamızdan
sohbetin mezeydi buzlu rakımıza
sesin kulağımızda alacağın olsun cartamızdan
len dedim bir gün neden bu köpek sevgim acaba
sonra gelip sana sorunca baktım sende hastasısın
eğriyi doğruyu ayırt edebilen her aklı selim kişiyle
çıkar gözetmeksizin muhattapsın
fikirlerimi nerede olursam olayım açıkça ve özgürce
dile getirmeyi senden öğrendim ben
çengel bulmacada boş yer bırakmayınca sana nasıl öykünürdüm
feyz alırdım bilgeliğinden
e tabi şakaşırkenki gülüşünün flaşbeklerini
yanına gelene kadar da seyrederim
vizyonumun mimarına yadederim bıkmadan hiç
her soluk algınlığım güzel bir dua, arz ederim.
çekince köküyle gelen ağaçlardan olmayı öğretti bize tabiat
bu benim huyum suyum
beslenirim sıradanlıktaki insan adabından
açgözlü olmadan içebildik hayyam şarabından
adam gibi geldi geçti aramızdan
asil bir misafir kalktı korkusuzca masamızdan
sohbetin mezeydi buzlu rakımıza
sesin kulağımızda alacağın olsun cartamızda